NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
بِشْرٌ يَعْنِي
ابْنَ
الْمُفَضَّلِ
قَالَ حَدَّثَنِي
بَشِيرُ بْنُ
مَيْمُونٍ
عَنْ عَمِّهِ أُسَامَةَ
بْنِ
أَخْدَرِيٍّ
أَنَّ رَجُلًا
يُقَالُ لَهُ
أَصْرَمُ
كَانَ فِي
النَّفَرِ
الَّذِينَ
أَتَوْا
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَقَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
مَا اسْمُكَ قَالَ
أَنَا
أَصْرَمُ
قَالَ بَلْ
أَنْتَ زُرْعَةُ
Usame İbn Ahderiyye'den
(rivayet edildiğine göre)
Rasûlullah (s.a.v.)'e
gelen bir cemaat içerisinde: "Esram" isimli bir adam varmış;
Rasûlullah (s.a.v.) O'na:
Adın ne? diye sormuş da
(adam):
Ben Esram'ım, demiş;
(bunun üzerine Hz. Nebi de):
Sen zûr'as'm, buyurmuş.
İzah:
"Esram",
kesmek anlamına gelen "sarım" kökünden gelir. Biçilmiş ya da
kırpılmış ekin demektir.
Dolayısıyla bu kelime
"kesiklik, kopukluk" gibi bereketsizlik ifade eden manalar
taşımaktadır.
Bu sebeble Resul-i zişan
efendimiz bu ismi tohum ve tohum ekecek yer gibi hayır ve bereket ifade eden
"zür'"a" kelimesiyle değiştirmiştir.